Photography in Postal History / A.Fevzi ORUÇ Collection

6 Mayıs 2024 Pazartesi

Damga tarihi : 1984 Japonya

Velbon bir Japon tripod üreticisidir ve ilk olarak 11 Mart 1955'te,Sansei Photo olarak Kobe'de kurulmuştur. Şirket kısa bir süre sonra Hakuba Photo ve Velbon olarak ikiye ayrıldı. Velbon isminin kökeni very ve bon (Fransızca'da iyi) kelimelerinden gelmektedir. İsim Çince'de zil çalmak gibi bir anlama gelmektedir, bu nedenle Çin'de Golden Bell markası kullanılmaktadır. Günümüzde Myanmar,Çin ve Japonya'da üretim tesisleri vardır.

Date of use : 1984 Japan

Velbon is a Japanese manufacture of tripods and was originally established in Kobe on March 11th 1955as Sansei Photo. The company was split into two parts shortly after, Hakuba Photo and Velbon. The origins of the name Velbon comes from the words very and bon (good in French). The name sounds like ringing a bell in Chinese, so the brand Golden Bell is used in China. Today, it has production facilities in Myanmar, China and Japan.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları (Atom)

Photography: The Social and Cultural Dynamics of Visual Narrative

The social effects and cultural contexts of photography play a critical role in understanding how people see and experience the world. Photography is not only an aesthetic form of expression but also an important tool for documenting social changes and cultural dynamics. Therefore, studies on the historical development, social impacts, and cultural contexts of photography reveal the depth and significance of this art form. Photography is a powerful medium that shapes memory, identity, and cultural interaction for both individuals and societies.

Fotoğrafçılık: Görsel Anlatımın Sosyal ve Kültürel Dinamikleri

Fotoğrafçılığın sosyal etkileri ve kültürel bağlamları, insanların dünyayı nasıl gördüklerini ve deneyimlediklerini anlamamızda kritik bir rol oynamaktadır. Fotoğraf, sadece estetik bir ifade biçimi değil, aynı zamanda toplumsal değişimlerin ve kültürel dinamiklerin belgelenmesinde önemli bir araçtır. Bu nedenle, fotoğrafçılığın tarihsel gelişimi, sosyal etkileri ve kültürel bağlamları üzerine yapılan çalışmalar, bu sanat formunun derinliğini ve önemini ortaya koymaktadır. Fotoğraf, hem bireyler hem de toplumlar için hafızayı, kimliği ve kültürel etkileşimi biçimlendiren güçlü bir araçtır.

The Hıstory of Photography: The Journey of Capturing Images

Photography, now an inseparable part of our lives, traces its origins back to the 19th century. In 1826, French inventor Joseph Nicéphore Niépce succeeded in capturing the world's first known permanent photograph using a light-sensitive surface. This method, which he called “heliography,” required an exposure time of eight hours and produced a rather blurry result. However, it marked the first major step in the quest to capture images. Niépce's work led to a collaboration with French artist and chemist Louis Daguerre. In 1839, Daguerre introduced the "daguerreotype" process, named after himself. This method offered shorter exposure times and sharper results, significantly boosting the popularity of photography. Around the same time, English scientist William Henry Fox Talbot discovered the "calotype" process, based on a negative-positive system. Talbot's method allowed for multiple prints, greatly contributing to the reproducibility of photographs. Throughout the 19th century, photographic techniques rapidly advanced, and cameras became more accessible. The use of glass negatives, followed by celluloid film, made photography possible even for amateurs. In 1888, George Eastman launched a simple portable camera under the Kodak brand with the slogan "You press the button, we do the rest," and photography quickly spread as a popular hobby. By the early 20th century, color photography had developed, and the digital revolution transformed photography into its modern form. Photography became an essential tool for not only art but also for documenting history, journalism, scientific research, and daily life. The history of photography is a fascinating story of how humanity's desire to capture and share moments combined with technological innovations. This journey has been shaped not only by technical developments but also by changing perspectives of societies and individuals. Photography, in every era, is a window that sheds light on the human memory.

Fotoğraf, hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmiş olsa da, icadı 19. yüzyıla dayanıyor. 1826 yılında Fransız mucit Joseph Nicéphore Niépce, ışığa duyarlı bir yüzey kullanarak dünyanın bilinen ilk kalıcı fotoğrafını çekmeyi başardı. "Heliograf" olarak adlandırdığı bu yöntemde, sekiz saatlik bir pozlama süresi gerekiyordu ve sonuç oldukça bulanıktı. Ancak bu, görüntü yakalamanın ilk büyük adımıydı. Niépce'nin çalışmaları, Fransız sanatçı ve kimyager Louis Daguerre ile işbirliğine yol açtı. 1839 yılında Daguerre, kendi adıyla anılan "dagerreyotipi" yöntemini tanıttı. Bu yöntem, daha kısa pozlama süreleri ve daha net sonuçlar sunarak fotoğrafın popülerlik kazanmasını sağladı. Aynı dönemde, İngiliz bilim insanı William Henry Fox Talbot, negatif-pozitif işlemine dayanan "kalotip" yöntemini keşfetti. Talbot'un yöntemi, birden fazla baskı yapma imkanı sunduğu için fotoğrafın çoğaltılabilirliğine büyük katkı sağladı. yüzyıl boyunca fotoğraf teknikleri hızla gelişti ve fotoğraf makineleri daha erişilebilir hale geldi. Cam negatifler, ardından selüloit film kullanımı, fotoğrafçılığı amatörler için bile mümkün kıldı. 1888 yılında, George Eastman’ın Kodak markası altında geliştirdiği basit taşınabilir fotoğraf makinesi, “Siz düğmeye basın, gerisini biz hallederiz” sloganıyla piyasaya sürüldü ve fotoğrafçılık bir hobi olarak büyük kitlelere yayıldı. yüzyılın başlarından itibaren renkli fotoğrafçılık gelişti ve dijital devrim, fotoğrafçılığı bugünkü modern haline getirdi. Fotoğraf, bir sanat formu olmanın ötesinde, tarih yazımı, gazetecilik, bilimsel araştırmalar ve günlük yaşamın kaydedilmesinde vazgeçilmez bir araç haline geldi. Fotoğrafın tarihi, insanlığın anı yakalama ve paylaşma arzusunun teknolojik yeniliklerle nasıl birleştiğinin büyüleyici bir öyküsüdür. Bu serüven, yalnızca teknik gelişmelerle değil, aynı zamanda toplumların ve bireylerin dünyaya bakış açılarındaki değişimlerle de şekillendi. Fotoğraf, her devirde insanlığın belleğine ışık tutan bir penceredir.